NBA'in dünyanın en popüler ve gösterişli ligi olduğu su götürmez bir gerçek. Dünya üzerinde aktif olarak basketbol oynayan oyuncuların olasılıkla tamamanın bu ligde yer almaya can attığı da... Aslında ben de bir basketbolcu olsaydım aynı şeyleri hissederdim. Lakin etraftaki insanların ya da televizyon ve dergilerde görüşlerini açıklayanların çoğunun yaratmaya çalıştığı o NBA'de oynamamanın muhteşemliği ve ulaşılmazlığı fikrine katılmıyorum. Her gün herhangi bir NBA takımında oynayan öyle oyunculara rast geliyoruz ki, ya onda bizim göremediğimiz muazzam bir yetenek var ya da NBA'de yer alabilmek o kadar da imkansız değil.
Bundan bahsetmemin ve argümanıma kılıf uydurmamın sebebi, yukarıya bir fotoğrafını da yerleştirdiğim oyuncu. Pek tanıdık gelmeyenler için söyleyeyim; adı Brian Cardinal ve formasından da anlaşılacağı üzere Minnesota Timberwolves'ta oynuyor. 32 yaşında 2.03'lük bir forvet oyuncusu kendisi. Tam 9 senedir 5 farklı NBA takımında forma giydi ve kariyer ortalaması şimdilik 5.8 sayı, 2.8 ribaund, 1.1 asist. Bu sene için ise sırasıyla 2.1, 1.9 ve 0.9. Herhangi bir artısı ya da 9 senedir buralarda olmasının bir sebebi yok gibi görünüyor değil mi? Ya da şöyle diyeyim; bu istatistiklere rağmen 9 senedir NBA'de var olmayı başardı ise kendisinden çok daha atletik, skorer ya da tanınmış oyuncular neden başaramadı? İşin sırrı ne?
Nne yapıp ne yapamayacağının ve yeteneklerinin sınırının bilincinde olarak sahada elinde geldiğince mücadele etmek diyebilir miyiz? Ya da spor hayatında şansın yanında olması? Cevabı bilemiyorum; belki bu saydıklarımın hepsinin karışımı ya da tamamen farklı bir şey. Ama önemli olan, NBA'de oynanamanın o kadar ulaşılmaz görünmemesi. NBA'i herkes için cazip kılan özelliklerden biri de bu olsa gerek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder