4.5.09

Panathinaikos 2009 Euroleague şampiyonu!

 
Çoğu zaman Avrupa'da oynanan basketbolu NBA basketboluna tercih etmişimdir. Benim için örneğin "Avrupa Basketbol Şampiyonası"nı izlemek bir NBA finalini izlemekten daha keyiflidir. Zira bireysel performansların yanında takım oyunu, yardımlaşma ve savunma azmi Avrupa'da biraz daha ağır basan olgular. Tabi bu hususta NBA'deki maçların neredeyse 3 saat sürmesi de onlar için bir dezavantaj! Geçtiğimiz günlerde 3 uzatma sonunda Bulls'un kazandığı maçın 4 saate yakın devam etmesine ise hiç değinmek istemiyorum. Onca saat tv başında kalmak her babayiğidin harcı değil ki...

Neyse, dün gece Berlin'de oynanan Euroleague finali bir kez daha bana neden Avrupa Basketbolunu sevdiğimi hatırlattı diyebilirim. İlk yarı inanılmaz bir performans sergileyerek CSKA'ya 20 sayı fark atan Panathinaikos'un ikinci yarıda son çeyreğin ortalarına kadar süren tıkanmasını/paniğini/hücumdaki acizliğini görmek çok enteresandı. Aynı zamanda, CSKA'nın yaptığı nefes aldırmayan enfes savunma sayesinde maçı son baskete kadar getirebilmesi hepimizin uzun yıllar unutulmayacak bir final izlemesini sağladı.

 

İlk yarı Panathinaikos o kadar yüzdeli hücum etti ki, CSKA'nın 20 sayı geriye düşmesine çok da şaşırmamak lazım. Takdire şayan bir üç sayılık yüzdesine sahiplerdi; yanlış hatırlamıyorsam bir ara Panathinaikos'un 10 isabetli üçlük basketi varken aynı rakam CSKA için sıfırdı! İkinci yarıda Panathinaikos aynı yüzde ile devam edemeyip üzerine bir de CSKA onların pota altından sayı üretmesine mani olunca fark yavaş yavaş eridi ve sonlara doğru 1 sayıya kadar indi. Bu kısımda ilk yarıda çok suskun olan Ramunas Siskauskas ve Zoran Planinic'in etkili oyunları ve savunmaları da dikkate değerdi açıkçası. 

Yine de genel olarak Panathinaikos'un oyun kurucu pozisyonundaki üstünlüğü maçı onlara getiren en önemli etkendi diyebilirim. Spanoulis, Jasikevicius ve Diamantidis üçlüsü ürettiği 33 sayı ve 7 asist ile JR Holden, Planinic ikilisini alt etti. Zaten Spanoulis de bu maçtaki performansının da etkisiyle 2009 Final Four MVP'si ödülüne hak kazandı.

Bir de salonda mikrofonların yakınlarına oturup her Panathinaikos hücumunda çığlık atan hatunlara uyuz oldum. Kulağımın içine etti resmen!

3 yorum:

  1. yalnız o nasıl bir son top kullanımıdır anlamadım. en azından insna içeriye drive etmeye çalışır. Sürpriz bir set çizer. Messina'nın o oyunu çizmediğini umut ediyorum. Aksi takdirde beni ciddi hayal kırıklığına uğratır...

    YanıtlaSil
  2. haklısın; 6 saniye gibi yeterli bir süre olmasına rağmen çok kötü kullandılar o topu. bence de messina çizmemiştir o oyunu; ama siskauskas da topla ilk buluştuğunda savunmacasını geçebilmek için fazlaca uğraşınca zaman dolacak diye paniğe kapılıp saçma bir şut kullanmak durumunda kaldı.

    onu savunan diamantidis miydi acaba? hatırlayamadım.

    YanıtlaSil
  3. Drew Nicholas savunuyordu Siskauskas'ı...

    YanıtlaSil