Beko Basketbol Ligi'nde haftanın maçı Beşiktaş Cola Turka ile Türk Telekom arasında dün Akaretler'de oynandı. Öğleden sonra uygun bir saatte yayınlandığı için Spormax'ten izleme imkanı buldum. İlk üç çeyreği hayli çekişmeli geçti ve genel olarak kaliteli bir basketbol vardı sahada. Maçla ilgili gözüme çarpanları maddeler halinde yazayım; böyle daha bir düzen altında tutabiliyorum zira.
Daha blogda Kenan Bajramovic'in Turk Telekom'a transferi hakkında bir şeyler
yazmıştım. Açıkçası dünkü maçta ortaya koyduğu performans ile Türk Telekom için ne kadar yerinde bir transfer olduğunu kanıtladı. Takımda eksikliği hisseden pota altı sertliğini belli bir ölçüde sağladığını söyleyebilirim. Bilhassa ilk çeyrekte Türk Telekom'un yakaladığı 15 sayılık farkta Bajramovic'in payı büyüktü. Pota altı oyuncusu için fazla uzun olmasa da kuvvetli olduğu su götürmez bir gerçek. Eksik Beşiktaş'a karşı etkiliydi. Maçı da 17 sayı, 7 ribaund ve 3 blok ile tamamladı. Dudley'in bu sezon yerlerde sürünen formu da göz önünde bulundurulursa, iyi bir transfer olmuş.
Beşiktaş'ta Chatman ve Mims'in yokluğunda Baxter istenilen oyunu sahaya koyamadı bana kalırsa. Belki rakip potaya 17 sayı bıraktı ama maç boyunca yaptığı 5 top kaybı ve savruk oyunuyla takımı adına yeterli bir görüntü çizmedi.
Beşiktaş'ın genç oyun kurucusu Mehmet Yağmur bayağı güzel oynadı dün. Bir tek son çeyrekte etkinliğini biraz yitirdi ama o ana kadar takımdaki oyun kurucu eksikliğinden dolayı sahada çok uzun süre kaldığını da belirtmek lazım. Yorgunluğun etkisiyle ve farkın açılmasıyla birlikte oyundan biraz düşmesi gayet normal. Buna rağmen attığı 23 sayı ile hem takımının hem de maçın en skoreri olmayı başardı. Yalnız hücumda belli bir başarıyı yakalasa da savunmada eksikliklerinin olduğu aşikar. Rakip oyun kurucu Tutku Açık'ı savunmakta ve onu etkisiz kılmakta çok da başarılı olamadı. Hem Tutku (10 sayı-10 asist) hem de Roderick Blakney (7 sayı, 3 asist, 3 top çalma) oynadıkları kısımlarda Mehmet Yağmur'a belirli bir üstünlük kurdular. Savunma alanında kendini biraz daha geliştirmesi lazım.
Bir de basketbol sahalarında giderek yaygınlaşan şu yeni nesil formalara uyuz olduğumu da belirtmeliyim. Boyundan omuza uzanan askı kısmı diye tanımlayabileceğim kısım sporcular için çok rahatsızlık verici. Kolsuz tişört gibi hani... Dünkü maçta da özellikle faul atışları sırasında oyuncular devamlı formanın omuzlarına gelen kısmını kıvırmakla meşguldüler. Herhangi bir takıma forma hazırlayan bir markanın bu konuda oyunculardan da fikir alması gerekmez mi? Sonuç olarak o formaları giyip sahada ter dökecek olanlar onlar. Rahat hissedip hissetmediklerini sormak lazım!
Son olarak o ne berbat bir forma tasarımıdır öyle! Türk Telekom'da bu işlerle ilginen her kimse kulaklarını çınlattım bol bol.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder