1.4.09

CSKA Berlin'deki Final Four'da

1 haftalık aranın ardından Euroleague çeyrek finallerinde üçüncü maçlar dün gece oynandı. CSKA Moskova-Partizan serisi haricindeki tüm seriler 4. maça uzadılar.

CSKA ilk iki maçta ortaya koyduğu üstün oyunla zaten işi Belgrad'da noktalayacak gibi görünüyordu. Dün rakibini 20bin'e yaklaşan ateşli taraftar önünde 67-57 ile geçmeyi başardı. Moskova ekibinin en etkili oyuncuları Ramunas Siskauskas (20 sayı) ve Matjaz Simodis (18 sayı) idi. Partizan'da ise sahada direnç gösterebilen tek oyuncu Euroleague'de Şubat ayının da MVP'si seçilen genç yetenek Novica Velickovic (26 sayı, 4 ribaund, 4 asist) oldu. Aslında Partizan kısıtlı bütçesi ve kadrosuyla birlikte bu aşamaya kadar ulaşarak önemli bir başarıya imza atmıştı. Fakat CSKA'yı eleyebilmesi neredeyse imkansızdı; zaten CSKA da üst üste 7. kez Final Four'a kalarak iddiasını göstermiş oldu. Lakin Partizan'ın bu seride hücumda yaşadığı sıkıntıları da göz ardı etmemek lazım. Rakipleri karşısında 3 maçta sadece 51.3 sayı ortalaması tutturabildiler. Bu nokta üzerinde daha fazla çalışmaları gerek.

Maçların hepsi aynı saatte oynandığı için, Spormax Real Madrid-Olimpiakos maçını canlı yayınlamayı tercih etmişti. Yayını ancak 2. çeyreğin ortalarına doğru yakalayabildim. İşin ilginç yanı; kanalı açtığımda ilk anda hangi dilde yayın yaptıklarını anlayamadım. Malum Spormax Türk takımlarının maçlarının haricindekileri, yabancı dildeki anlatımlarla yayınlıyor. Bu sayede sene içerisinde bol bol İtalyanca, Rusça, Yunanca ve İspanyolca dinlemiş oldum; bilgim görgüm arttı. En azından sokakta duyarsam hangisi hangisidir ayırt edebilirim rahatça. Neyse, dünkü maç her ne kadar Madrid'de oynansa da anlatım İtalyanca'ydı. En başta ne alaka derken; sonra dikkatlice kulak kabartınca yayınlar arasında bir karmaşa olduğunu ve aslında duyduğum şeyin Montepaschi Siena-Panathinaikos maçının anlatımı olduğunu fark ettim. Eh, böyle olunca da sesi kapatıp izlemek durumunda kaldım. Bu arada sessiz maç izlemek de aşırı derecede uyku getirici olabiliyormuş; onu anladım.

Maça gelecek olursak... İlk yarısı ve ikinci yarısı farklı karakterlerde oynanan bir maçtı diyebilirim. Zira bilhassa ilk çeyrekte olmak üzere ilk yarının tamamında Madrid hayli üstün ve baskılı bir oyun sergiledi. Öyle ki; Olimpiakos 20 dk. boyunca sadece 20 sayı üretebilirken; Madrid çoktan farkı 17'ye kadar çıkarmayı başarmıştı. Fakat ikinci yarının sonlarına doğru Olimpiakos farkı 5'e kadar indirdi; o aşamada Madrid biraz sallanmaya başlamıştı yaşanan telaşla birlikte. Lakin Papaloukas ve Vasilopoulos'ın top kayıpları ve Madrid'in Amerikalısı Louis Block'un sayılarıyla birlikte oyunu tekrar kendi lehlerine çevirmeyi başardılar.

Şahsi fikrim; koç Yannakis'in ikinci yarıda bilhassa Yunan basketbolculardan oluşan dirençli bir ekibi sahada tutması sayesinde Olimpiakos farkı kapatabildi. Bourousis, Printezis, Vasilopoulos ve Papaloukas'ın içerisinde bulunduğu ilk 5 fiziksel manada savunmada Real Madrid'i hayli bozmayı başardı. Bu arada Jennaro Pargo'nun ne kadar gereksiz bir transfer olduğu da bir kez daha ortaya çıktı diye düşünüyorum. Lynn Greer varken; Pargo'ya tonla para vermek ve üzerine sahada tutmak hiç mantıklı değil. Hele kriz ortamının giderek yaygınlaştığı zamanlarda eldeki parayı daha idareli ve efektif kullanmak lazım.

Bu arada bahsetmeden de geçemeyeceğim; Madrid'in pota altı oyuncuları dünya üzerindeki en itici ve en antipatik adamlardır heralde. Alex Mumbru, Axel Hervelle, Tomas van den Spiegel... Hele Jeremiah Massey yok mu! Dün o kadar tahrik edici hareketleri vardı ki, bir noktadan sonra Olimpiakos'u desteklemekten kendimi alamadım.

Diğer maçlarda, Panathinaikos deplasmanda Siena'yı 72-53 gibi farklı bir skorla mağlup ederek geçen hafta evindeki mağlubiyeti telafi edip ibreyi tekrardan kendi tarafına çevirmeyi başardı. Tau Ceramica ise evinde Barcelona'yı geçerek seriyi 2-1'e getirdi çok önemli bir avantaj elde etti. Eğer perşembe günü yine kendi sahalarında oynanacak maçı kazanabilirlerse Final Four'a adlarını yazdıracaklar.

1 yorum:

  1. Partizan-Cska maçını izleme fırsatı buldum.Partizan Velickoviç'in yanına bir oyuncu daha çıkartabilseydi belki seriyi 1 maç daha uzatabilirdi.Sezona çok iyi başlayan Tepiç son 2 aydır düşüşte.Dün Tripkoviçte 9 da 0 ile oynayınca malubiyet kaçınılmaz oldu.

    YanıtlaSil